Sonsuzluk.Net

Hikaye Ve Güzel Yazılar - AZRAİL KORKUNCA...

61_HAYDUT_61 - 05 Arl Cum, 2008 3:01 am
Mesaj konusu: AZRAİL KORKUNCA...
İlk tanıştığımızda bana bir melek olduğunu söylemiştin,
tabii ya azrail de bir melektir...

Bu fırtınada hele hele gecenin bu saatinde kapısına geleceğimi hiç beklemezdi herhalde, odasına
çıkıp kolundan çekerek onu aşağı indirdim.
Şaşkın şaşkın bana bakıyordu, neler olup bittiğini soruyordu, cevap vermiyor beni takip etmesini
istiyordum, ısrar ediyor, isyan ediyor, elimden kurtulmaya çalışıyor, çığlık atıyordu ama beni
engelleyemiyordu, küçücük bir gülüşüyle bile beni uysallaştıran bu kişi çılgınlar gibi bağırmasına
rağmen kulaklarıma ulaşamıyordu.
Bir zaman sonra o da vazgeçti, çığlıklarını bırakıp gözü dönmüş bu deliyi takip etmeye başladı,
sırılsıklam vücutlarımız ile arabaya bindik.
Beni oraya götürmesini istedim, nereye olduğunu anlamadı, beni ‘’ona götür’’ dedim ‘’onu gömdüğün
yere’’. Reddetti. O geceyi unutmak istediğini defalarca bana söylediğini hatırlattı, hatırladığımı
ama gene de onun mezarına gitmek istediğimi söyledim.
Çaresi yoktu, bazı geceler ay ışığı olmazdı…
‘’Burası mı ?’’
‘’Evet, tam buraya gömdüm onu, mutlu musun şimdi, bunu bana hatırlattığın için mutlu musun şimdi?’’
‘’ Bunu mutlu olmak için yapmıyorum’’ dedim ve arabadan çıkardığım küreği ona uzattım. ‘’ Hadi kaz,
cesedini görmek istiyorum’’
‘’Bu imkansız, bunu yapmam, bunu yapmayacağımı biliyorsun’’
‘’Bunu her gece yapıyorsun, birbirimizi kandırmayalım’’
ve kazdı, yağmur açılan toprağı su ile doldururken o kazmaya devam etti.
Sordu : ‘’ Lütfen bana cesedi görünce ne olacağını söyle?’’
‘’Senden bir tercih yapmanı isteyeceğim’’ dedim.
‘’ Tercih mi, ne tercihi bir ölü ile seni kıyaslamamı mı istiyorsun ?’’
‘’Evet bunu istiyorum, bu yüzden şu işi bitir ve ikimizin yanında bir tercih yap’’
‘’Bu kadar yeter, bunu yapmayacağım, bu çok saçma ben sizi karşılaştıramam, sen, sen onun gibi
olamazsın, yani yanlış anlama o da senin gibi olamaz, hem o artık ölü’’
‘’ O ölü falan değil, bunu ikimiz de biliyoruz ‘’
‘’Hayır, o öldü, onu ben öldürdüm, cesedini ben gömdüm, hepsini kendi ellerimle yaptım, tıpkı
diğerleri gibi’’
Küreği bıraktı ve diğer mezarların etrafında koşmaya başladı, yağmurda ıslanan saçları ve yüzünden
yansıyan yıldırımlar, gözlerindeki ateşli ama bir o kadar da donuk bakışı azraili anımsatıyordu ve o
bağırmaya devam ediyordu.
‘’ Onu da diğerleri gibi kendi ellerime gömdüm’’
‘’ Bu yalanları bırak artık, onun ölü olduğuna inanmıyorsun, bu yüzden mezarı sonuna kadar
kazamıyorsun, bu yüzden korkuyorsun, cesedinin üzerinden toprak örtüsü kalkınca ve onun yüzünü
görünce canlanacağından korkuyorsun, itiraf et ‘’
‘’ Hayır, hayır, o öldü, anlamıyorsun o öldü, lütfen gidelim buradan artık lütfen’’
‘’Aç şu mezarı, öldüğünü kanıtla ‘’
‘’ Açamam , açamam ‘’
‘’İtiraf et, o zaman itiraf et’’
‘’Tamam, tamam, evet korkuyorum, benden intikam alacağından ya da onu tekrar yaşatıp tekrar öldürmek
isteyeceğimden korkuyorum ‘’
‘’ Artık gidebiliriz, istiyorsan arabaya geç daha fazla üşüme, ben mezarı kaparım, bu çok hoşuma
gidecek’’
‘’Bu muydu, hani karşılaştırılmak istiyordun ?’’
‘’ Mezarı açmayarak çoktan bizi kıyaslamış oldun ‘’
Kürekle kazmış olduğu toprağı tekrar mezara doldurduk.

O mezar hiç açılmadı ve biz hep o mezarın içinde gömülü olan cesedin bir gün uyanmasından korktuk, o
da korktu, ben de korktum.
Ama Azrail beni öldürmek için hiçbir zaman gelmedi, çünkü ben yaşamıyordum oysa ki yaşamak
istiyordum ve bunun için ölmeye çoktan razıydım.


Powered by Genesis © 2007 Futurenuke