T&G karanlık hep soğuk olmaz ya...bazen sımsıcak karanlıklar da yorar ruhumuzu... Sende Güzel Bir Söz Ekle
AnasayfaFlash ŞiirlerForumlarDuygusal KliplerGüzel SözlerSohbet GirişiŞiirler Sitede şuan 12 Kalp Atıyor
Sonsuzluk.Net :: Başlığı Görüntüle - Gerçek ask
Forum Anasayfası  •  Yardım  •  Forumlarda Ara  •  Bilgileriniz  •  Arkadaş Listeniz  •  İstatislikler 

Gerçek ask

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Sonsuzluk.Net Forum Ana Sayfası -> GÜZEL DİNİMİZ İSLAM Sayfayı Yazdır
Yazar Mesaj

karaelmas


Moderator



Kayıt: Nov 06, 2007


Mesajlar: 55



Cinsiyet:<b>Cinsiyet</b>:Bay


Teşekkür Etti: 0


Teşekkür Edildi 2


2.75 Rep




Durum: Çevrimdışı




Seviye:6
 
0 / 104
49 / 49
4 / 14



MesajTarih: 07 Arl Pzr, 2008 4:13 am    Mesaj konusu: Gerçek ask Alıntıyla Cevap Ver


Gerçek ask
TUTKU(Çarpık sevgi Anlayışı)

Alıntıdır..................... ............................
Gerçek sevgi,özgürlüğün üst sınırıdır.İnsanı mahkum eden duyguya ise sevgi denmez, TUTKU denir.

Bu ikisini karıştırmamak gerek.Sevgi ile tutku birbirinden tamamen farklı şeyler.Sevmek bir şeyin içinde olmaktır.Tutku ise bir şeye kapılmaktır,bir sele,bir kalabalığa,bir rüzgara kapılır gibi kapılmak....

Sevmek özgür kılar, tutku tutuklar.Tutkusunu sevgi zannedenlere söylüyorum:Elinizi kolunuzu bağlayan,iradenize söz hakkı tanımayıp onu teslim alan, aklınızın dizginlerini ele geçiren,sizi uysal bir binek gibi istediği tarafa sürükleyen şey, en büyük özgürlük demek olan sevgi olabilir mi?

Tutkunun bir türü de tiryakiliktir.Bir tiryaki ,bana tiryakisi olduğu şeyi sevdiğini söylüyorsa ben onu "tutku" olarak anlarım ve onun tutkuyu sevgi sandığı sonucuna varırımBu tiryakilik her zaman aynı şekilde ortaya çıkmaz,farklı farklı şeylerde tezahür edebilir.

Kadın ya da erkek bir zombi gibi,kendisini esir edip ardından sürükleyen şeyin adını aşk koymaktan gizli bir haz duyar.Gerçek aşkın, saf aşkın iyi şöhretinden böyle istifade ederler.Halbu ki aşk bu değil, tutkunun ta kendisidir.Çünkü gerçek aşk insanı kendi cinsinin elinde oyuncak etmez,insana özgürlük bahşeder. ve aşkınlık kazandırır.

Gerçek aşkı tanımayanalr iki kişilik divanelikler in adını aşk koymakta ısrarlıdırlar.Bu durum psiko-patolojik bir vak'âdır.Aslında tutku olan bu tip "aşk"lar çoğunlukla yalnızlığı yüksek dozda yaşayan fertler görülür.Bu tipler çektikleri aşırı yalnızlığı hafifleten birini buldukları zaman,ilk anda kronik yalnızlıklarını hafifleten o kişiye karşı duydukları minnet hissini aşk zannederler.Uzun zamandır uçsuz bucaksız yureğinde bastırdığı yalnızlık açısını dindiren bu unsura karşı duyulan minnet ve şükran hissidir bu.

Aşk zannedilen bu hissin güçlü olması sevginin şiddetinin ölçüsü değil,daha önceki yalnızlığın derecesinin büyüklüğüdür.Yeni durumda,yalnızlık açısından değişen pek bir şey yoktur aslında.Evvelce tek kişilik olan yalnızlık,şimdi ki durumda çift kişilik yalnızlığa dönüşmüştür.Tabi,bu tutku platonik(tek yanlı) değilse.

Platonik aşklar genelde hayal güyüle orantılı olarak büyürler.Bu tip sevgilerin çoğu hayalî sevgi dir. Sevgi hayal olduğu sürece katlanılır.Fakat sevgi,insanlar arasında yaşanılan bir olgu haline gelince aradığını bulmuşluğun korkusuyla donar kalır kahramanımız.Çünkü gerçekte onun aradığı,sevdiğin kendisi değil,şöhretidir.Onun avuntu aracı olarak kullanmakltadır.Deniz kartpostallarında hayâli geziye çıkan adam gibi sevgilinin kendisine değil fotoğrafına tutkundur.

Bu tip sevgilerin diğer bir boyutu da insanın,kendi sorunlarını çözmek yerine ,kendinden ,kendi gerçeklerinden kaçmak için başkalarıyla ilgileniyor görünmeyi seçmesi.Kendi sorunlarının tümü yüz üstü dururken sevdiğini zannettiği insanın sorunlarını çözmeye çalışır ve bunun adını da "fedakarlık" koyar.İşte bu ,insanın kendinden kaçışıdır.Tabi,sonuçta hiç bir sorun da çözülmüş olmaz.

Cinsellik,alkol,uyuşturucu,mec nunluk ve serserilik aşkın doğal bir sonucu gibi gösterilir çarpık sevgide.Bu kocaman aldatmacadır.Bunlar olsa olsa doyumsuz birinin ,kendisini içine atıp kaybolacağı bir "girdap" arama çabasıdır.Bu tip sevgilerde ,sevilen,bir "girdap" görevi görür.O adeta bir intihar ağacıdır.

Bütün bunalr sevgi ve aşk değildir.Tutkunun farklı yansımalarıdır.Böyle birinin maşukuna bakması bir tiryakinin tiryakisi olduğu şeye bakması gibidir.Yalnızlığını "içki şişesinde balık olma" düşüncesiyle gideren bir ayyaşla,yalnızlığını bir kadının cinselliğinde giderme düşü gören bir tutkunun ruh halleri birbirinden farklı değildir.

Halbu ki sevginin dinamiği ruhtur ve RUHUN CİNSELLİĞİ YOKTUR.İnanan ruhuyla sever.O sevgide ön planda olan,cinsellik değil ruhun,yani "üfflenen öz" lerin birbirlerine karşılıklı olarak duydukları iştiyaktır.

Saf (rûhanî) sevginin altında buzağı(cinsellik) arayan tipler,ruhuyla değil aklıyla ya da daha başka yerleriyle seven tiplerdir.Sevgiyi hep cinsellik olarak algılayanlar,rûhanî sevgilere de "libido" gözüyle bakarlar.

İnananların birbirine kardel kılınması,işte o "üfflenen öz" ün bedendeki eğemenliğini kabul etmek ("iman")dir.Bu eğemenliği kabul edenler kardeş kılınmıştır.

Bir çok kişi cinsel arzuyu kafalarında sevgi ile aynileştirdikleri için birbirlerine duydukları bedensel isteği kolayca "sevgi" ya da "aşk" sanabilmektedirler.Öyle olduğunu kabul etsek bile illeti cinsel arzu olan sevginin ömrünü ve değerini varın siz hesaplayın.Kaldı ki bu,sevgi değil,"iki kişilik bencilliktir;çift kişilik yalnızlıktır."

Bencil kişi,aslında değil başkasını ,kendisini bile sevmez.Yaygın kanaatte olduğu gibi,bencillik kişinin kendisini sevmesi değilidr.Belki kendi kalbî beceriksizliğinin üzerine egosunu giydirmektir.O üretememenin acısını,ilgisini kendi şahsına tahsis ederek çıkaracaktır.

Yalnızca tek bir kişi tarafından tüketilecek kadar kısır bir yüreğin ürününe nasıl "sevgi" diyebiliriz.Sevgi ummandır.Yüzölçümü sınırsız olan bir yüreği bir kişiye tahsis etmek,sevgiyi hadım etmektir.Benliğin dikenli tellerinden kurtulup o yüreğin kıyılarına gelip dayanan herkesin girme hakkı vardır oraya.Sevginin sadece kendisine tahsis edilmesini Allah bile kullarından istememiştir.O'nun istediği sevgide başka bir şeyin kendisine denk tutulmaması,en çok kendisinin sevilmesidir.

"İnananlar en çok Allah'ı severler."(2/165)

Çağdaş insanın aşk adını verdiği yalnızlıkta,iki kişinin dünyayı,Allah'ı ,Resulü karşılarına alıp bir limited şirket kurarlar.Bu iki kişilik şirketin adına da "sevgi" derler.

Modern insanın hastalıklarından biride sevmeye değil sevilmeye beğenilmeye çalışması,Bunun için olmadık kılıklara girmesi,bir yığın maskeler edinip;insanlara gerçek yüzünü değil maskeli yüzünü göstermesi ve sonunda maskesini kendi gerçek yüzü sanması.

Sen oradan geçiver.Sevgiyi üretecek olan ,yine sevginin kendisidir.Etken ol,"önce sev,sonra ne yaparsan yap."

Romanlara,filmlere konu olan ve adına büyük aşk denilen çarpık sevgi,bir tür tapınışa kapı aralıyor.Tutkuda taraflar birbirlerini sevme değil birbirlerine tapınma yarışına girince ,aşk bir fetişizme dönüşüyor.İnsanoğlu tarih boyunca putunu hep kendi yapmış ve dönüp kendisi tapmıştır.Bu kadim tutkunun bvir devamı oluyor bu iş.Put edinilen ,sevginin kendisi değil,bizzat tutku yani "heva"
oluyor."Tutkusunu "heva" tanrı edinmekten" Kur'an da da söz ediliyor."Tutkusunu tanrı edinen kimseyi görüyormusun"(25/43)

Gerçek sevginin yüceltici gücü olduğu gibi çarpık sevginin de aynı oranda alçaltıcı özelliği vardır.Birincisinde insan kendisini bulurken,ikincisinde kendisini yitirir,Sevdiğini ilah edinir.Onu tefekkür eder.,onu zikreder,onu tesbih eder,onu görür,onu yaşar,O artık sevgili olmaktan çıkıp bir çeşit"ilah"olmuştur.Ve zaten bu sayılanlar da bir tür "tapınış yöntemleri" değil midir?

Kahramanımız en büyük yanlışı sevgi dağılımında yapmıştır.Yalnızca Allah 'a verilebilecek payı kendi cinsine ayırmış,tutkusunu ilah edinmiş ve onu "Allah'ı sever gibi sevmiş"tir.Böyle bir tavra karşı Gayûr olan Allah 'ın muamelesi biraz farklıdır:"Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir.Gözlerindede perde vardır.(2/7)

Burda bir noktayı da hatırlatmak gerek:Tutkusu insana olan birisi ,tutkusu eşyaya olan birinden çok daha ehvendir.Hiç değilse insan mahlukatın şereflisidir.Ya mahlukatın şerefsizine vurgun olup onu "ilah" edinenler?

Çogu kez,çarpıkta olsa,,su katılmadığı zaman sevgi,insana doğru adresi buldurabilir.Sevmeyi öğrenmiş bir yürek,yanılgısını anlayıp gerçek sevgiyi farkl edince O'na yönelecektir.O zaman geçmiş acı tecrübe,mükemmler bir iç zenginliğin kaznılmasında başrölü oynayacaktır.Gerçeğiyle-sahte-siyle sevgiyi hiç tanımayan insanın sözünü etmeye bile hacet yok.Çünkü onun "insanlığı" artışılır.
Bu konu da son söz yine ayetin
"Rabbiniz sadece kendisine tapmanızı emretti"(12/40)

"İnananlar en çok Allah'ı severler."
"İnananlar en çok Allah'ı severler."

Aşk ilahi olmalı aşk olması için yanmalı insan o aşk için aşk ozaman vardır bedende

(¯`·._.·[Sonsuzluk.Net İmza Alanı]·._.·´¯)


[img:acbe65ae7e]http://img88.imageshack.us/img88/488/karaelmas11832rv1.gif[/img:acbe65ae7e]
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder   Sayfayı Yazdır
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Bu foruma eklenti gönderemezsiniz
Bu forumdan eklenti indiremezsiniz


Powered by phpBB © 2006 phpBB Group

© Tasarım ibrahim Demircan

Resmi Facebook Sayfamıza Girmek İçin Tıklayın

[ Forum Arşivi | Sitemap | Forum PDA | Alt Yapı : Php-Nuke - Belediye Forumu - Teknik Servis Yazılımı ]