ahmet kozan Bir kere ölmek için yıllarca yaşıyoruz. (Lost Soul) Sende Güzel Bir Söz Ekle
AnasayfaFlash ŞiirlerForumlarDuygusal KliplerGüzel SözlerSohbet GirişiŞiirler Sitede şuan 7 Kalp Atıyor
Sonsuzluk.Net :: Başlığı Görüntüle - BÜLBÜLÜN GÜLE AŞKI...
Forum Anasayfası  •  Yardım  •  Forumlarda Ara  •  Bilgileriniz  •  Arkadaş Listeniz  •  İstatislikler 

BÜLBÜLÜN GÜLE AŞKI...

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Sonsuzluk.Net Forum Ana Sayfası -> Hikaye Ve Güzel Yazılar Sayfayı Yazdır
Yazar Mesaj

61_HAYDUT_61


Deneyimli



Kayıt: Oct 08, 2007


Mesajlar: 359



Cinsiyet:<b>Cinsiyet</b>:Bay


Teşekkür Etti: 31


Teşekkür Edildi 36


23.25 Rep


Nereden: istanbul



Durum: Çevrimdışı




Seviye:17
 
0 / 630
301 / 301
28 / 41



MesajTarih: 05 Arl Cum, 2008 2:52 pm    Mesaj konusu: BÜLBÜLÜN GÜLE AŞKI... Alıntıyla Cevap Ver


Hergün geçtiği o yolda, sayısız güllerin bulunduğu bir de bahçe vardı bülbülün. Kiminle geçse o
bahçenin yanından; yanındakiler güllerin büyüsüne kapılıp, güllerin ne kadar güzel olduğundan
bahsederdi. O ise aldırış etmeden “Alt tarafı gül işte” der geçerdi bahçenin yanından. Güllere
bakmazdı bile. Sevmek istemezdi gülleri. Solardı çünkü güller, terkederdi bir süre sonra. Ha! Bir de
dikenleri vardı güllerin. Batırırlardı dikenlerini sevenlerine hiç acımadan.
Bir gün geçiyorken bülbül yine o bahçenin yanından yalnız başına, gayri ihtiyari dönüp baktı
herkesin hayran kaldığı güllere. Evet sayısız gül vardı o bahçede ve güzel bir ahenk
oluşturmuşlardı. “Sana ne” dedi kendi kendine. Sahip olamayacağı güzelliklerden uzak durmaya
çalışırdı çünkü. Yüzünü çevirirken bülbül, gözüne bir gül takılıverdi. Onca gülün arasında
duruyordu. Gözleri kilitlendi ona görür görmez, “Alt tarafı gül işte” diyemedi dili bu kez. Olduğu
yerde durdu, bakakaldı. Korktuğu başına gelmişti. Elde edemeyeceklerinden uzak durması gerektiği
aklına geliyor ama bunu kabullenemiyordu.
Neydi farklı olan? Ne vardı ki onda, bülbülü kendisine hayran bırakan? Benzese de hepsi birbirine,
gözleri ve yüreği ile ayırabiliyordu onu diğerlerinden. Ama gözlerini ayıramıyordu bülbül, o gülden.
O an “Kendine gel” dedi ve istemeye istemeye ayırdı gözlerini.
Gözlerine hükmetmişti ama kalbine hükmedemiyordu. Anlam veremiyordu bir türlü. Onca gülün arasından
seçtiyse onu bir sebebi olmalıydı. Aşk bu muydu?
Gün boyu onu düşündü. Gece uyutmadı hasreti. Bir daha görememe korkusu büyüdü içinde. Daha fazla
duramazdı görmeliydi onu bir kez daha. Yine o bahçenin kenarında uzaktan uzağa seyretti gülünü
ertesi gün doyasıya.
Evet, onun gülüydü o artık. Bir başkasının olmasına tahammülü yoktu. Her gün o bahçeye gidiyordu,
geceleri ise gülünü hayal ediyordu. Güzel hayalleri güzel planları vardı gülü için. Bir gün
sevdiğini söyleyecekti gülüne, gülü de onu sevecekti. Mutlu olacaklardı elbet beraber oldukları
sürece.
Zarar verebilecek herşeyden koruyordu gülünü. Küçücük vücudunun yettiğince yardım ediyordu gülüne.
Susuz kalmaması için bulutlara, gülünü ayakta tutması için toprağa şarkılar söylüyordu hergün.
Bulutla toprak yardım ettiler güle ellerinden geldiğince. Onlar da hayrandı çünkü bülbülün sesine.
Bülbülün elinden gelen buydu; yardım edebilecek herkese şarkılar söylüyordu gülü için.
Derken zaman geçti; onsuz olamıyordu artık bülbül, bir an olsun ayrı kalamıyordu. Hasret acısı,
sabır taşından ağır gelmeye başlamıştı bülbülün küçük yüreğine. Uzaktan sevmek yetmiyordu artık.
Sarılmalıydı ona, en güzel şarkıları söylemeliydi gülüne.
Ama sevecek miydi gül onu. Sevgisine karşılık verecek miydi acaba. Çok sevse de, ortada bir gerçek
vardı. Habersizdi gül bülbülden. Bülbül onu seviyor, her kötülükten koruyor, hatta yardım etmeleri
için hergün, o güzel sesiyle dostlarına şarkılar söylüyordu. Ancak güllerin en güzeli bundan
haberdar değildi henüz.
Tüm cesaretini toplayıp bir gün, gülünün yanına gitti sonunda bülbül. “Ona bu denli yakın olmak...
Ne güzel bir duygu...” diye düşündü. Hayallerinden biri gerçek olmuştu. Tüm hayallerini
gerçekleştirmek için ise artık konuşmalıydı onunla. Ve sözlerine başladı o güzel sesiyle. Aşkını
itiraf etti en güzel kelimelerle. Sesi o kadar güzeldi ki, güllerin en güzeli kayıtsız kalamadı
bülbülün aşkına. İlk kıvılcımın çakmasına sebep olmuştu bülbülün sesi. İlk kıvılcımdan sonra,
bülbülün o büyük aşkı, sonsuza dek sürecek sevgisi, gülün de onu ölesiye sevmesini sağladı. Her gün
buluşuyorlardı. Bülbül gece gündüz, zamanının tümünü gülüyle geçirmeye başlamıştı. İşte hayalleri
gerçek olmuştu sonunda bülbülün.
Bu durum bülbülün sesine hayran dostlarını üzmeye başlamıştı. Artık onlara şarkı söylemiyordu
bülbül. Ve bu durum kızdırdı bulut ile toprağı. Bize değer vermeyene biz hiç vermeyiz dediler.
Kestiler güle yardımı. Suyunu kesti bulut, desteğini çekti toprak gülden.
Bülbül ise habersizdi tüm olanlardan. Farkında değildi dostlarının kendisine yüz çevirdiklerinden.
Onun gözü gülünden başkasını görmüyordu. O kadar kördü ki artık, gülünün ihtiyacları olduğunu bile
göremez olmuştu. Unutmuştu güllerin ömrünün kısa olduğunu. Unutmuştu, gülünün bu kadar uzun
yaşamasının bulut ve toprağın sayesinde olduğunu.
Günler geçtikçe gül solmaya başladı. Bülbül anlam veremiyordu olanlara bir türlü. Gülü gözlerinin
önünde soluyordu ve elinden birşey gelmiyordu. Unutmuştu güllerin solduğunu. Bu acıya hazırlamamıştı
kendisini. Gülleri sevmemesinin nedenini unutmuştu. Aşkın gücü bunu unutmasını sağlamıştı.
Kısa süre sonra soldu gül. Bülbül gözü yaşlı, doyasıya sarıldı gülüne son bir kez sıkı sıkı. Ancak
unutmuştu... Dikenleri vardı güllerin. Daha önceden gülleri sevmemesine neden olan dikenleri
unutmuştu. Batıyordu bülbülün minik vücuduna gülünün dikenleri. Ama o aldırış etmiyordu bile.
Küçücük vücudundan sızan kanların ne önemi vardı ki artık sevdiği yanında yokken. Ölüm korkutmuyordu
onu. Hatta ölmek istiyordu. Etrafındakilerin yardım etmesine izin vermedi. Gülünün toprağa serilmiş
cansız vücudunun yanına uzandı bülbül ve yavaş yavaş kapandı gözleri.
Hayatta karşısına çıkan güzellikleri ve aşkı yaşarken, bazı şeylerin ihmale gelmeyeceğini, sadece
sevginin yetmediğini, özverinin de gerekli olduğunu anlamıştı artık bülbül son nefesini verirken. Ve
her ne kadar bedelini hayatıyla ödeyecek olsada en ufak bir pişmanlık dahi duymuyordu bülbül. Bu aşk
ona; sevgiliyi iyisiyle, kötüsüyle sevmesi gerektiğini öğretmişti. Dikene rağmen sevip kucaklamıştı
gülünü.
İşte o günden sonra bülbül ile gülün aşkı dilden dile dolaşır oldu. Bu aşk ile gülün güzelliği
bülbülün sesi efsaneleşti ve geriye iki cansız küçük beden ile insanların alması için birkaç ders
bıraktı.

(¯`·._.·[Sonsuzluk.Net İmza Alanı]·._.·´¯)


YAŞARKEN BİLMEZLER KADRİNİ, ÖLÜNCE MERMERDEN YAPTIRIRLAR KABRİNİ. İSTEMEM,HAYATTA NAMERTTEN CARE.BENDE OLSAM ÖMRÜMDE Bİ ÇARE.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger
Bu mesaja Teşekkür eden kullanıcılar: ibrahimDEMIRCAN
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder   Sayfayı Yazdır
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Bu foruma eklenti gönderemezsiniz
Bu forumdan eklenti indiremezsiniz


Powered by phpBB © 2006 phpBB Group

© Tasarım ibrahim Demircan

Resmi Facebook Sayfamıza Girmek İçin Tıklayın

[ Forum Arşivi | Sitemap | Forum PDA | Alt Yapı : Php-Nuke - Belediye Forumu - Teknik Servis Yazılımı ]